11 Mart 2012 Pazar

Taştan kalbe sahip olmak


Duygusuz, acımasız gibi görünün insanlar vardır hani..Çevremizde mutlaka bir örneğine rastlamak mümkün.Peki nedir taş kalpli olmak? Taştan bir kalbe sahip olmak.. Genellikle acımızı sevincimizi üzüntümüzü ya da mutluluğumuzu bir şekilde dışa yansıtırız.Hatta bu duygu yoğunluğu bazen o kadar ileri gider ki gözyaşlarına ya da sinir krizlerine neden olur.
İnsanın doğasında vardır. Bazen diğer canlı varlıklarda da bunu görmüyor muyuz? hırçın bir kuş, yırtıcı sinirli bir kaplan yada masum gözleriyle bakan bir köpek..
Bazı kişiler için buzdolabı, buz gibi, kalıpları kullanılır. Sert mizaca sahip gözlerinden ya da ruhlarından bir anlam çıkartamadığımız ve kalplerini herhangi  bir sebepten taşlaştırmış hiçbir olaya tepki göstermeyen merhametsiz diyebileceğimiz insanlar. Anlam vermek güç.
Hani başta sıcak gelen ama bir anda buz kalıbına girebilen insanlar.Kolay çekip giden ardındakileri düşünmeyen ve kolayca vazgeçebilien.Oysa belki ardında bıraktıkları yıkılıp binbir ümitle dönmesini bekler. Oysa şunu bilmelidir ki çekip giden, gitmenin rahatlığını yaşamış bir daha asla geriye dönüp bakmayacaktır. İşte taş kalpli olmak bunu gerektir.Hissedememek, hissettiğini yaşamamak gibi..acımasız, merhametsiz. Sevinci, üzüntüyü, kaybetme korkusunu yaşayamayan..İnanın hissetmek güzeldir, acısıyla tatlısıyla duygu yoğunluğunu yaşamak insana has özelliklerdendir.
 Acıma duygusundan yoksun,taş yürekli olmamanız dileğiyle..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder